Yağ gülünün kültüre alınması ve gül yağı elde edilmesi Anadolu'ya gelen Türk göçmenleri eliyle olmuştur. Gül bahçeleri ilk olarak Bursa ve İstanbul sonrasında diğer birçok Anadolu ilinde başlatılmış ise de, daha sonraları sadece Isparta, Burdur, Afyon ve Denizli illerinde gelişme göstermiş ve bu yöre ülkemiz gül yağı üretiminin merkezi olmuştur. Isparta'ya gül fidanları ilk defa 1888 yılında, Bulgar göçmeni Müftüzade İsmail Efendi tarafından Bulgaristan'ın Kızanlık yöresinden getirilmiştir.
Yağ gülü (Rosa Damascena Mill), Rosaceae familyasından olup parfüm ve kozmetik endüstrisi için uçucu yağından faydalanılan en önemli kokulu gül türüdür. Ülkemizde yetişen doğal gül sayısı olarak 25 gül türünden ikisi Rosa Gallica ve Rosa Phoenicia Boiss türlerinin doğal melezidir. Isparta Gülü, yani pembe yağ gülü taze gül çiçeklerinden damıtılmaktadır. Taze çiçeklerden su ve buhar distilasyonu ile gül yağı, gül suyu elde edilmektedir. Elde edilen Gül Yağı parfüm, koku, kozmetik endüstrisinin en değerli ham maddelerindendir. Yan ürün olarak elde edilen gül suyu ise kozmetikte birçok üründe, tıpta antiseptik, ateş düşürücü ayrıca gıda sektöründe tat ve koku verici olarak sıklıkla kullanılmaktadır.
Isparta yöresinde yağ gülü yetiştiriciliğine geç başlanılmış hatta ilk gül yağı fabrikası Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1935 yılında kurulmuştur. Isparta 1935’ten günümüze bu süreçte yağ gülü üretiminin en önemli üretim yeri olmuştur. Ülkemizde en fazla yağ gülü üretiminin lsparta'da yapılması, lsparta'da yetişen yağ güllerinin verim ve kalitesinin de yüksek olması halk arasında "Yağ gülünün yetiştirilmesinde en uygun iklim karakterinin Isparta ilinin iklim karakteri" olduğu kanısını uyandırmıştır.
Isparta ili, iklim yönünden iki ayrı bölge olan Orta Anadolu ile Akdeniz Bölgelerinin arasında bir geçit bölgesi teşkil etmektedir. Bu nedenle yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlıdır. Yaz ayları Batı ve Güney Anadolu kadar sıcak olmadığı gibi, kış ayları da Orta Anadolu kadar sert değildir.
Gül yağı başta tabipler, sonra kadınlar için vazgeçemedikleri bir madde olarak bugüne dek gelmiştir. Tedavide gül, geleneksel tıp dünyasında ilaç olarak kullanılmıştır. Gülsuyu ve Gül yağı olarak işlenen gül, bu şekliyle baş ağrısı, ateşlenme, bayılma, mide ağrısı, göz kanlanması gibi rahatsızlıkları tedavi etmekte faydalı olduğu geleneksel tıp kitaplarında yazmaktadır.
"Artmasını isteriz en güzel varlıkların
Güzelliğin gül yüzü solmasın diye asla."
Shakespeare